YA HAYIR SÖYLE YA DA SUS!

25 Ocak 2013 Cuma

BABA OCAĞINA DÖNÜŞ

Hayatım tepe taklak blogçum, dışarıdan bakıldığında dibe düşüp tekrar çıkmak yaşadığım, bizim bilemediğimiz ama umutla yaşamaya devam ettiğimiz yaşamımız, Allah'ın izniyle yeni bir yöne doğru devam ediyor.
Bugün yeni kararların alındığı bir gündü ailemiz için, baba ocağına memlekete dönüp kanatlarının dibinde bir yaşam süreci başlayacak bizim için,  maddi manevi destek olacağız birbirimize, yaralarımız iyileşip kabuk bağlayacak yanlarında inşallah, iyi ki varlar iyi ki başımızdalar. Aile büyüklerinin toparlayıcı olması, cesaret ve umut aşılamaları ne güzel, Allah onları başımızdan eksik etmesin inşallah, sağlıkla mutlulukla yaşasınlar, Allah onlardan razı olsun, amin...

24 Ocak 2013 Perşembe

BUGÜN GÜNEŞ YÜZÜNÜ GÖSTERDİ


Bugün iki saat yürüdüm, çok uzaklara gittim blog çok ve sonra baktım şehrin dışına çıkacağım geri döndüm hemen, tekrar eve kadar yürüdüm, iyi geldi temiz hava, bulutların ardından yüzünü arada bir gösteren güneş ısıttı yüzümü sonra sıcaklık yüreğime kadar geldi şükürler olsun. Umut ışığı mıydı bu adımlarımı hızlandıran?!.
 Eve vardığımda akşam ezanının okunmasına az kalmıştı, eşimden sıkıntılı bir haber aldım bu arada, tekrar içim bayıldı, annem yanımda olsa bu saatte uyku olmaz namaz vakti derdi ama ben yatağıma koşup yorganı kafama geçirdim ağladım da ağladım. Biliyorum blog kızacaksın bana, öf hep sıkıntı hep sıkıntı sen hiç gülmez misin be kadın diyeceksin biliyorum, gülüyorum be blog, Allah'ım gülmem ve mutlu olmam için çeşit çeşit sebepler veriyor bana şükür, örnek mi istiyorsun, sağlıklıyım sağlıklıyız hamd olsun, beni her gün yeni bir güne mutlulukla kaldıran bir yavruya sahibim, o benim suratımı asmama engel hep sonra beni %100 anlayan bir hayat arkadaşım, can yoldaşım eşim var, derdimiz iş olmuş güç olmuş geçecek bunlar elbet geçecek Allah'ın izniyle geçecek:)
Allahım başkalarına muhtaç olmadan yaşamayı, çalışmayı nasip etsin hep, kazanalım kendimize olduğu kadar çevremize faydalı olalım inşallah, inşallah.

MERHABA BLOGCUM

Seni unuttum sanma blogcum hep aklımdasın lakin elim varmadı işte, bir türlü yazamadım içimdekileri, ben içime attıkça büyüdü büyüdü kabına sığmaz oldu düşüncelerim.
Gerçekleri bile bile her şeyin bir doğru zamanı olduğunu bile bile acı çeker mi bir yürek, çekiyor işte, bir yandan kendime kızarken bir yandan terbiyemi takınmaya çalışıyorum, uslu ol, tevekkül et diyorum yüreğime.
Çocuk gibiyim, naif kırılgan, kabuğuma çekilip bakmak istiyorum çevreme ama kimse dokunmasın benim kabuğuma, o beni saklasın gören gözden belkide kendi gözümden.
Bu akşam güzel bir gündü Mevlid Kandiliydi blogçum, dua ettik, Hz. Peygamberimizden şefaat diledik, Allah'a dua ettik tıpkı bir çocuk gibi korunmaya muhtaç, şefkate muhtaç biri gibi, öyle değil miyiz zaten?
Bize bizden yakın olan Yaradan'a hamd olsun gözümüzü gören, yüreğimizi hisseden yaptığı için.
Bu gece oğlumu uyuturken Ayet-ül Kürsiyi okudum yüksek sesle, uyumayan oğlum rahatladı birden anne küçük kırmızı kitabını okur musun, işaret parmağınla takip ederek oku ben dinlemek istiyorum dedi. Dört yaşındaki oğlum cevşeni okumaya başlamamla birlikte iki dakikada uyudu, e her gün böyle yapayım o zaman demek ki iyi geliyor yavruya, bana da.